Ukrayna’daki en iyi opera binalarından biri Kiev dedir. (Diğer ikisi ise Lviv ve Odessa şehirlerinde yer alıyor.) Açılışı 1867’de yapılan bina, yaklaşık 30 yıl sonra, 1896’da yangın nedeniyle yıkılıyor ve bugünkü şeklinde inşa ediliyor. Birçok önemli sanatçıya, unutulmaz performansa ev sahipliği yapan bu bina, 1911 yılında bir de suikaste şahit oldu.
Son Rus çarı II. Nikolay, ailesi ve başbakanı Pyotr Stolipin Kiev’i ziyaretlerinde opera izlemeye karar vermişler ve operanın 2.perdesi öncesi, başbakan Stolipin bir suikaste kurban gitmiştir. II. Nikolay ise yaklaşık 6 yıl sonra, 1917 devrimiyle tahtan indirilmiş ve tüm ailesiyle birlikte kursuna dizilmiştir. 2000 yılında rus Ortodoks kilisesi Nikolay’ı ve aile üyelerini “aziz” ilan etmiş, daha sonra 2008 yılında ise rusya yüksek mahkemesi tarafından itibarları iade edilmiştir.
Öncelikle binanın dış görünüşü çok etkileyici. Konum olarak dört yol agzında ve “Teatralnaya” metro duragına yürüme mesafesinde. Opera binasına girer girmez detaylar gözünüze çarpar. Halı, korkuluklar ve şık şamdanlar. En önemlisi, hissedenler için 100 yıldan fazladır sahneden gelen seslerden ve gösterilerden kalan farklı bir duygu var bu binada. Parterde ve tüm localarda sandalyeye oturuyorsunuz, üst katlarda ise bitişik koltuklar var.
Pyotr’un suikaste ugradıgı bu yerde, bir başka Pyotr, dünyaca ünlü Çaykovski’nin “Kuğu Gölü” balesini seyrettim. Eser ile ilgili detayları aşağıda yazacağım. Bu balenin müziklerinin birçoğunu sokakta, tv reklamlarında veya bir filmde kesinlikle duydugunuzu düşünüyorum. Tabi Çaykovski “Kuğu gölü” oldugunu bilmeden. Bu balenin müzikleri o kadar güçlüdür ki, sahnede balerinlerin olmadıgını ve sadece orkestranın yer aldıgını düşünsek yine de ilgiyle takip edilir.
Izleyenler için baledeki en dikkat çekici konu dans edenlerin, özellikle grup halinde, aralarındaki uyumdur. Uyumsuz balerinler toplulugu izleyiciler için hayal kırıklığıdır. Müthis bir performans izledim. Özelikle 2.perdedeki 4 lü grupların ayaklarına dikkatlice baktım. Ayak ritmi, adımları, sanki nefes alış verişleri bile aynı anda gerçekleşti. Fevkalede bir gösteriydi. Odette rolünde Kristina Şişpor, Siegfried rolünde ise Viktor Şerbakov çok uyumlu ve bireysel olarak da başarılıydılar. Bu iki sanatçının da Ukrayna devlet sanatçısı olmadıgını düşünürsek acaba diğer sanatçıların performansı nasıl olur diye düşünmeden edemedim.
Kuğu gölü balesinin konusu (perde sayısı sahnelemeye göre değişebilir):
I. Perde:
Prens Siegfried soyluları sarayında konuk etmektedir. Herkes eglensede prens çok durgundur. Annesi kraliçe yanında birçok güzel bayanla salona gelir. Oglunu artık evlendirmek istemektedir ama prens pek bu bayanlarla ilgilenmez. Bugun kaçsa da yarın akşamki baloda artık eşini seçmek zorunda kalacaktır. Sıkılan pens balodan ayrılır ve yakındaki göle dogru gider. Gölde ummadıgı şeyler görür, kugular çok güzel kadınlara dönüşmektedir ve bu sırrı çözmek için düşünmeye başlar.
II.Perde:
Prens Siegfried tekrar göle gider ve beklemeye başlar. Nihayet etrafında çok hoş kızlarla güzel kugu kraliçesi Odette yi karşısında görür. Odette ona hikayesini anlatmaya başlar; Büyücü Rothard hepsini kuguya çevirmiş ve sadece gece yarısı kısa bir süre için insan olmalarına izin vermiştir.Bu büyünün bozulması için bir erkeğin kızlardan birine aşık olması ve aşkı için yemin etmesi gerekmektedir.Prens Odette’ye aşık olur ve onları kurtaracağına yemin eder.
III.Perde:
Balo salonu. Prens artık eşini seçecektir. Genç kızlar etraflarında pervane olsa da prens sadece Odette’yi düşünmektedir.Bu arada büyücü Rothard, soylu kılıgında baloya gelir.Yanında ise yüzünü Odette nin yüzüne çevirdiği kızı Odile vardır. Prens, Odile yi sevgilisi Odette zannederek seçimini yapar ve sevgi yeminini eder.Böylece istedigini elde etmiş olan büyücü Rothard, gerçek kimliğini açıklar ve kızı Odile’yi alarak balodan ayrılır.
Ihanete uğradığını düşünen Odette göle döner ve arkadaşlarıyla umutsuzlugunu paylaşır. Göle gelen prens ise bağışlanmak için Odette’e yalvarır ve aşkını Odette’ye kabul ettirir. Bu sırada büyücü Rothbart prense ettiği yemini hatırlatır. Odette’ten ayrılmak istemeyen prens, büyücü ile kavga edip onu öldürür. Rothbart’ın ölümü ile gölün üzerindeki büyü kalkar ve kuğular birer genç kız olur. Prens Siegfried ve Prenses Odette birbirlerine kavuşurlar.