Hiç izlememe ragmen iki gündür heryerde konusulan “Aşk-ı Memnu” dizisi gazete okuyan, televizyon seyreden herkes gibi detaylı haber ve yorumlarıyla benim de karşıma çıktı. “Aşk-ı Memnu”, “Yasak Aşk” demektir. Memnu yani men edilmiş, yasak. Halit Ziya genellikle eserlerini ağır ve anlaması zor bir dille yazmıştır. Iste bu özelliklere sahip meşhur “Aşk-ı Memnu” da 1899-1900 yılları içinde bir dergide arkası yarın biçiminde yayınlanmıştır.
Bu derginin ismi “Servet-i Fünun” yani “ilimler hazinesi” dir. Servet-i Fünun dergisi 1890 lü yılların edebiyat akımı olan “edebiyat-ı cedide” yani “yeni edebiyat” ın resmi yayın organıdır. Bu akımın en önemli aktörü 1896 yılında derginin başına geçmiş olan Tevfik Fikret tir. Tevfik Fikret yazı ve fikirleriyle, Cenap Şahabettin şiirleriyle ve Halit Ziya Uşaklıgil romanlarıyla bu döneme damgalarını vurmuşlardır.
Derginin Anadolu’ya hitap ettiğini ve çok satıldıgını söylemek mümkün değil. Tahmini satış adeti 1000 küsur olarak düşünülebilir. Bu nedenle Halit Ziya’nın “Aşk-ı Memnu” serisinin çok ilgi çektigini ve bilinirliğinin yüksek olduğu söylenemez. Zaten yukarıda bahsettiğim gibi bu akımın yazdığı eserlerde halktan kopuk ağır bir dil kullanılmış ve bunun doğal sonucu olarak 5 yıl içinde de dergi yayından kalkmıştır.
Geçmişte dili ağır olan ve pek fazla rağbet görmeyen “Ask-ı Memnu”, yaklaşık 110 yıl sonra, daha basit dil kullanılarak ve bazı eklemeler yapılarak önemli bir kitle tarafından merakla beklenen veya konusu ezberlenen bir eser haline geliyor.
Yani en azından gençlere “Servet-i fünun” ve Edebiyat-ı Cedide” anlatılırken ögretmenlerin işi kolaylaştı diyebiliriz:” “Aşk-ı Memnu” yu hatırlamıyor musunuz? Fransızca ögreten bir dadı. Bu dönemdekiler batıya baktılar, Fransız gibi duyarak,kendi toplumlarının yaşayışlarını gerektiği gibi aksettirmediler. Ne halk,köylü ne de işçi meselesi ve duygularını ele almadılar.”
Tabi burada Tevfik Fikret için ayrıca bir paragraf açalım. Elbette Tevfik Fikret’de agır dille yazmıştır ve bu nedenle bugün onun eserlerini okumak isteyenler için şiirleri türkçeye çevrilmiştir.(Ağır dil diye sürekli yazıyorum, ağır dil halkın kullanmadığı birçok yeni sözcük kullanılması özellikle arapça ve farsça. Bazen bu kelimeler sözlükte bile bulunamayabilirdi) Ancak Tevfik Fikret toplum meselelerine değinmiş, devrin ıstırap ve sıkıntılarından bahsetmiştir.Saltanata karşı hürriyeti savunmuştur.1881 yılında Selanik’de doğan Mustafa Kemal de gençlik yıllarında Tevfik Fikret şiirlerini ve fikirlerini takip etmiştir.
Aşk-ı Memnu nun yazıldıgı dönemde II.Abdulhamid Osmanlı imparatoruydu. II. Abdulhamid’in nerede ortaya çıkacagı belli olmayan hafiyeleri ve baskıcı idare tarzı halkı bunaltıyordu.
ABD’li edebiyatçı Francis-Marion Crawford bu dönemlerde Istanbul’u sık sık ziyaret etti. Bu ziyaretlerinde tuttuğu notlarda bu baskıcı rejimden pek bahsettiğini söyleyemeyiz. Kitaptan ufak bir bölümle yazı tamamlayalım. Nerden nereye.
“Türk erkeğinin gündüz evinin dışındaki hayatı tamamıyla erkekler arasında geçer ve ailesindeki kadınlardan herhangi biriyle birlikte görünmekten hoşlanmaz. Asya yakasında birkaç kez arabasında peçeli bir hanım olan Türk görmüştüm ama Istanbul yakasında asla”*
* 1890’larda Istanbul, Francis Marion-Crawford, Is Bankası Yayınları, s.48