Edward Hopper korona günlerinde sosyal medyada en çok eseri yayınlanan sanatçı durumuna geldi. Eserlerinde hep metruk mekanlar ve toplumdan kopmuş yalnız kişilere yer verdiğinden, bugünlerdeki karantina kültüründe sanatçının ünü sosyal medyada hızla yayılıyor. Amerikalı gerçekçi ressam Edward Hopper 1900’lerde yaşamasına rağmen, modern yaşamın yabancılaştırma gerçeğini çok güzel işler ve “Yalnızlık nedir?” sorusuna cevap arar.
Özellikle korona günlerinde sosyal medyada sık sık gündeme gelen sanatçının en önemli eserleri, “Automat” (1927), “Gece Şahini” (1942) ve “Gündüz Güneşi” (1952). Bir hafta öncesine kadar çok hızlı bir tempoyla çalışan bizler her gün işlerimize hijyenik olmayan toplu taşıma araçlarında gidiyorduk. Bugün evlerimizden çalışmak durumundayız.
Sanatçının “Gündüz Güneşi” eserindeki yataktaki yalnız insan hepimize çok yakın geliyor. Bu çalışmasında Hopper 70 yaşındadır ve eşi Jo’yu resmeder. Dış dünyadan kopmuş gibi duran Jo, bugünlerde her akşam ölü sayısının artmasını izleyen bizler gibi, kontrolü dışında gelişen olaylar karşısında kendisini önemsiz hissetmektedir.Bir yandan da hepimizin aynı durumda olduğunu göstermesi açısından huzur verici bir eserdir. Açık konuşmak gerekirse büyük şehir yaşamı insanı yalnızlaştırır, bu nedenle çoğumuz sosyal medyanın tutsağıyız.
Edward Hopper eserlerinden ;





Edward Hopper kimdir?
Edward Hopper (1882-1967) Amerikalı ressam ve grafikerdir. Genellikle yağlı boya tabloları ile popüler olsa da suluboya ve gravür konusunda da uzmandır. Hopper’ın sanat dünyası ve pop kültürü üzerindeki ciddi etkileri olur. Yaşadığı dönemde finansal anlamda başarıyı yakaladığı gibi Alfred Hitchcock, William Eggleston ve David Lynch gibi ünlü yönetmenlere de ilham kaynağı olmuş.