4 Aralık’ta Estonya başkenti Tallin’de açılan Masha Ivashintsova fotoğraf sergisi, şair ve fotoğraf sanatçısının dünyadaki ilk sergisi olacak. ‘Chiaroscuro’ ismi verilen sergide, sanatçıya ait 80 resim ve muhtelif şiirler yer alıyor. Sergi 01 mart 2020’ye kadar görülebilir.
Masha’nın 1969-1999 yılları arasında çektiği 30 bin kadar fotoğraf, 2017 yılında St. Petersburg şehrinde bir evin çatı aralığında, kızı tarafından tesadüfen bulunur. SSCB’de günlük hayat, Leningrad’ın yeraltı aydınları ve siyasi eylemcilerinin bulunduğu bu fotoğraflar, Sovyetler Birliği’nde aşk, acı, çatışma ve tebessümün olduğu bir dünyayı anlatıyor.
Fotoğrafları bulan kızı Asya, gelen yoğun ilgi üzerine annesinin mirasını tasnif etmek üzere inzivaya çekildi. Asya henüz resimlerin yarısı civarını dijital ortama aktarabildiklerini söyledi. Annesi, Sovyet hükümetinin kadınlara verdiği temizlik, hizmetçilik, çamaşır yıkama, vs gibi sıradan işleri kabul etmediğinden hayatının büyük kısmını, aynı durumdaki birçok kadın gibi, akıl hastanesinde geçirmek durumunda kalmış, çektiği resimleri de kadın olduğu ve erkeklerin yanında kabiliyetlerinin önemsiz olduğunu düşündüğü için saklamayı tercih etmiş. Sanatçının hayatı da beyaz perdeye uyarlanmak üzere.
Masha Ivashintsova’nın fotoğrafları ve çalışmalarının bulunma şekli, Vivian Maier ile büyük benzerlik gösteriyor. Vivian Amerika’yı fotoğraflarken, Masha Rusya’yı fotoğraflıyor ve bu iki kadın hiç bir zaman birbirlerinden haberdar olmuyor.
Masha Ivashintsova kimdir?
Bayan fotoğrafçı (1942-2000), Leningrad’da (St. Petersburg) büyüdü ve genç yaşlarından ölümünden bir yıl öncesine kadar fotoğraf çekti. Soğuk Savaşın zirvesinde, fotoğrafçı Boris Smelov, şair Viktor Krivulin ve dilbilimci Melvar Melkumyan (Ivashintsova-Melkumyan’ın babası) gibi sanatçılarla ilişkilerini sürdürerek kültürel hayatın bir parçası oldu. Ivashintsova 58 yaşında kanserden öldü.
Masha Ivashintsova fotoğraflarından seçmeler;
Vivian Maier kimdir?
Bayan fotoğrafçı (1926-2009) New York’da doğar ama hayatının ilk dönemlerini Fransa’da geçirir. 1951’de Amerika’ya geri döner ve 1951-1990 yillari arasinda Amerika’da Chicago ve New York’da sokak fotoğrafçılığı yapar. Dadılık yaparak geçimini sağlar, ” Ben sadece fotoğraf çekme hobisi olan bir dadıyım”, diyerek kendisini anlatır. Özel hayatında yaşadıkları nedeniyle hep yalnız yaşamayı tercih eder. 100.000 ‘in üstünde fotoğraf çeker ama bunları kimse ile paylaşmaz. Eserleri ölümünden sonra tamamen bir tesadüf sonucu ortaya çıkar.