17 Ekim 2018 akşamı Sofya opera binasında Nestinarka isimli gösteriyi takip ettim.
Sofya , Mustafa Kemal Atatürk’ün Sofya ateşesi olarak vazife yağtığı günlerde (1913-1915) opera takip ettiğini bildiğimiz şehirdir. Bu kadar küçük bir ülkenin, yüksek disiplin ve organizasyon gerektiren opera sanatında başarılı olması Atatürk’ü çok etkiler. Bugün bile rahatlıkla söylenebilir ki, Sofya operası Balkanlar’da, Bükreş operasıyla birlikte en bilinen ve önem verilen operadır.
“Nestinarka” ‘nın bestekarı Marin Goleminov (1908-2000), Bulgaristan kültürüne iz bırakan insanlar arasında yer alır. Besteci, orkestra şefi, enstrümantal, kompozisyon, şeflik bilim dalında uzun yıllar öğretim üyesi ve profesör, müzik dalında gazetecilik yapar. Eserleri, Bulgaristan ve dünyadaki ünlü sanatçı, oda ve senfonik toplulukların repertuarında seslendirilir. Dört senfonisi, sekiz yaylı dörtlüsü, üç operası, iki balesi ve oda ve senfonik eserleri vardır.
“Nestinarka” ateş dansı olarak Türkçe ye çevrilebilir. Istranca dağında, bilinmeyen zamanlardan bu yana, ateş üzerinde yürüme geleneği vardır ve Nestinarka dansı olarak adlandırılır. 19.asrın sonlarına kadar sınıra yakın Bulgar ve Yunan köylerinde yaygındı, bugün ise Istanca dağının ulaşama zor Bılgari köyünde bu pagan kökene sahip ritüel devam ettirilir. Köy, ateş üzerinde yalın ayakla dans eden nestinarkalarıyla anılır.
Goleminov’un ilgi çekici müziği, Sofya opera binasının güzel atmosferi ve sahnedeki Stara Zagora bale sanatçıları (Sofya opera ve balesi Japonya turun da) üstün performansıyla “Nastinarka” izlenmeye değer bir gösteriydi.