
Istiklal caddesine geldiğimizde ve önünden her geçişimizde bir mıknatıs gibi bizi kendisine çeken belki servis edilen profiterolun tadı belki de yıllar öncesine yolculuk edecek olmanın hissi mi bilemiyorum. Inci pastanesinde 66 yıl öncesinin vitrini ve dükkan ortamı hala korunuyor. Geçen gün profiterol yemek için mola verdiğimizde dükkanda geçen diyaloglara şahit oldum. Musa Bey, içinde bulundukları binanın 89’dan bu yana yap-işlet-devret modeli ile yıkılmak istendiğini ve kendilerinin de yapının yok olmaması için mücadele verdiklerinden bahsediyordu. Bahsederken de tepkisinden mi yoksa “yıllarca yeterince para yaptım artık yeter” düşüncesinden mi bilemiyorum, tavırları “ben burayı kapatıyorum siz düşünün” der gibiydi. Müşterilerden birinin “burada yapılacak yeni düzenleme içinde yer alıp yeni dükkan açar mısınız?” sorusuna da, çok ince olmayan ve biraz alaycı bir şekilde olumsuz cevap verdi.
Bu diyaloglar sonrası dükkana bakışım değişti. Önce gözüme fiş kesen bayan geldi, çok mutsuz ve bitkin bir hali vardı. Gelen müşteri önce fişini alır ve sonrada bu fişi profiterolleri tabaklara servis eden görevliye verir. Ufak dükkanda yer bulabilen masada veya ayakta profiterolunu yer. Servis yapan görevlinin de fiş kesen bayandan farkı yoktu, yüzü gülmüyordu. Dolapların üstündeki çiçekler ve basit saksılar, hele duvarda düzensiz ve gelişigüzel asılmış tabelalar.
Efsanevi pastane gözümde bir anda başka bir şekil almaya başladı. Yıllarca para basan (profiterol eskiden 6 TL idi, şimdi 5 TL) dükkanını ve elemanlarını geliştirmeyen, zamana ayak uyduramayan sahibi biraz alaycı bir şekilde “müşteriler düşünsün” diyebiliyordu. Bugüne kadar tüm dükkanlar gece 10-11 e kadar açıkken saat 9 demeden kapatan, kepenklerini indirmediği halde 9 u 1 dakika geçse bile profiterol almak isteyen insanlar gelse de içeriye davet etmeyen bu pastane değil miydi?
Daha fazla düşünmek istemedim, büyü bozulmuştu. Pastane resmen kapatılmamış olsa da benim için biraz gönlümün kapıları kapanmıştı. Profiterolumu bitirp buradan çıktım. Son kez dönüp baktım. “Vitrini ne güzel, profiterolü çok lezzetli” dedim kendi kendime. Belki bir zaman sonra bu pastane olmayacak ama daha rahat ortamlar sunan Sütiş, Özsüt, Bolulu Hasan Usta ve niceleri var. Bakalım onların ömrü ne kadar uzun olacak?
Adres: Istiklal Caddesi 124b Beyoğlu Istanbul

3 Comments
Bu yazıyı okurken şunu düşünüyorum, eğer sözkonusu olan sadece pastanenin kapanması, zamana ayak uyduramaması, Özsüt gibi markaların tüketici tarafından daha çok tercih edilmesi olsaydı, evet derdim, doğru…
Ama biz burada yıllara meydan okuyan bir klasikten bahsediyoruz. Buraya gelen insanlar İstiklal Caddesi’nin Cumhuriyet yıllarından kalma kokusu için geliyor, muhteşem bir lezzet için geliyor. Derdimiz yayılarak 45 dakika oturmak, sohbet etmek değil ki…
Peki İnci Profiterol’ün “kapatılması” projesi gerçekten masum mu? Hemen yan sokaktaki Emek Sineması ölüme terk edilmiş bir hasta gibi. İnci’nin üstündeki bina, Yeşilçam kafe ve diğerleri tahliye edilmiş bile… Şimdi kalan tek klasik İnci. Ne için yapılıyor bu yıldırma ve yıkım projeleri? Kentsel Dönüşüm olmasın sakın? Yerine alışveriş merkezi dikilsin diye yıkılacaksa bu güzelim binalar, eminim kasiyer de mutsuzdur garson da…
http://www.emeksinemasiniyasatalim.org/
Sevgiler,
Nesli
Nesli Hn.,
O gün, Inci nin “klasik” olarak nitelenmeyi hakedecek bir durumda olmadığını hissettim ve yazıyı bu duygularla yazdım. “Klasik” benim için vakur ve yüreklidir, yıllardır o caddeden kalkan ve penceresine yapışan tozlar bile gücüne güç katar ve bu gücüyle yıllara (yazdığınız gibi) “meydan okur”.
Sevgiler,
Serkan
Cok methini duydugum inci profiterolunu ilk defa gecen hafta istanbul ziyaretim sirasinda denedim. Mekandaki simarik ve kotu servisten bahsetmissiniz ama profiterollerin ne kadar kotu oldugunu yazmamissiniz. Hamur kalin kayis gibi kesebilmek icin catalla kazimak gerekiyor. Ustundeki cikolata sosuna sut koymaya bile tenezzul etmemisler. Kapkara ucuz pasta sosu gibi birsey. Kiz arkadasim kotu tadi silmek icin limonata ismarladi o da cok duruydu. Bu kadar kotu birseyi yemek icin insanlarin siraya girmesi ve kotu muamele gormesi bir de sahibinin artik siz dusunun demesi ise bu yorumu yazmamdaki sebep.