Duyguların sanatı, Opera!
Hepimiz opera ile ilgili az çok bilgiye sahibiz. Peki, gerçekten operayı opera yapan nedir? Aslında Opera, temelinde müzikle şarkı söyleyerek bir hikâyeyi anlatma sanatıdır.
16. Yüzyılın sonlarında, İtalya’da ilk keşfedilişinden bu yana, günümüzdeki evrensel sanat formu haline dönüşünceye kadar sürekli olarak gelişti.
Bir opera sahnesinde, drama, şiir, görsel sanatlar ve bazen de dans, müzikle etkileşime girip, sanatçılar, orkestra, besteler ve yapım arasında eşsiz bir simya yaratır ve yaratılan bu simya izleyiciyi içine çeker, birçok duyguyu aynı anda yaşatır. Bazen de düşündürür.
Bugün, bizlere başka hayatlara ve
hayallere götürdüğünü hissettiren ancak aynı zamanda gerçekliğin içinde tutan opera
eserlerinden birini daha paylaşacağım.
En yeni opera eserlerinden biri nedir? Yeni opera nerede sahnelendi?
David Lang’ın” “The Prisoner of the State” (“Devlet Tutsağı”) isimli operasının dünyada ilk gösterimi 6 Haziran 2019’da New York’da yapıldı.
Julie Mathevet’in asistan, Jarett Ott’ın mahkum rollerini üstlendiği ve Eric Owens’ı gardiyan olarak gördüğümüz, David Lang’in “The Prisoner of the State” operası, Elkhana Pulitzer yapımı ile 6 Haziran’da New York Filarmoni David Geffen Salonu’nda izleyicileri ile buluştu.
Eserde, David Lang, Fidelio’nun heyecan verici uyarlaması ile yüzyıllardır yankılanan Beethoven etkisini bugüne taşıyor. 75 dakikalık sahnelemede, Beethoven’ın tek bestelediği operası olan Fidelio’nun senaryosuna yakın hissediyoruz. Ancak David Lang, kendi yazdığı librettosu ile ve operada yaratılan atmosferin yardımıyla bizi, aynı hikâyeye çağdaş gözlerle bakmaya yöneltiyor.
“Asistan” (Leonore) , silahını kaldırır ve “Vali’ye” (Pizarro) ateş eder. Ancak mermi ıskalar ve Vali silahı Leonore’den kapar. Hikaye bu anda, birden durur. Buradan sonra karakterler eserin temel fikrini ilan eden birer sözcüye dönüşür. Arka planda trampet sesi duyulur ve Vali şarkısını söylemeye başlar… “… Daha iyi bir dünya! Daha iyi bir dünya olabileceğini nasıl düşünürsün?”
Ve koronun son bölümünde oyuncular direkt olarak seyircilere döner ve “ Tam da burada, bağlı olduğumuz zincirleri görüyorsunuz. Eğer bizi görebilirseniz, artık özgür olabiliriz. “ sözleri ile sanki aramızdaki mahkûmları fark etmeyi emrederler.
Elkhanah Pulitzer’in yapımı, Matt Saunders’in orkestra ve koroyu sahne arkasında konumlandırışı, Adam Larsen’in ışıklandırması bize muhteşem bir görsel sanatlar şöleni yaratıyor ve adeta opera ile gelen yeni bir dünyaya götürüyor.
David Lang kimdir?
1957 Amerika doğumlu besteci, 1987’de New York’ta “Bang on a Can” ismindeki çağdaş klasik müzik organizasyonunu kuran üç kişiden de biridir. 2008 yilinda muzik dalinda Pulitzer ödülünü “The Little Girl Passion” ile kazanır. Müzikleri, bale ve modern dans sahnelemelerinde sıklıkla kullanılır.
David Lang’in eserlerinden bir örnek verir misiniz?
“This was written by Hand” isimli eserini tavsiye ederiz.