Venedik Bienal’inde Macaristan’ı temsil eden Zsófia Keresztes, Schopenhauer’in “Kirpi İkilemi” mecazı ve Szerb’in “Yolcu ve Ayışığı” isimli romanını mozaikle dönüştürüyor. İnsan, sosyal bir varlık olarak yalnız yaşayamaz ve bu nedenle sürekli olarak düşüncelerini, duygularını ve sevgisini paylaşacağı başkalarını arar.
Dört bölümde sergilenen işi ziyaret edenler, kendilerini son şeklini arayan bedenlerle yani mozaik heykellerle kaplı bir yolda buluyor. Figürler aslında bir kişiliğin oluşumunun farklı aşamalarını ve olasılıklarını gösteriyor. Birbirlerine olduğu kadar kendilerine karşı da çalışırlar. Birbirleriyle sürekli etkileşim halindeyken, yıkım ve yaratma, bağlantı ve ayrılma arasında titreşirler. Ortak ve bireysel deneyimlerin yüklerinden birbirlerinin yansımasından kurtulmuş, karşılıklı olarak etkileşen vücut parçaları nihai biçimlerini bulmaya çalışırlar.
Kirpi İkilemi Nedir?
Arthur Schopenhauer’in 1851’de yayınladığı eserinde geçen, soğuk bir günde karşılaşan bir grup kirpinin öyküsüdür. Kirpiler ısınabilmek için birbirlerine sokulurlar ama dikenleri birbirine batar. Birbirlerinden ayrıldıklarındaysa soğuktan rahatsız olurlar. ileri geri hareket ederek sonunda dikenlerini batırmadan birbirlerini ısıtabilecekleri en uygun uzaklığı bulurlar. Yani bir insanın yalnızlıktan acı çekme ile insanlara yaklaşmaktan korkması ve çekinmesi arasında gidip gelmesi durumu olarak özetlenebilir.
Antal Szerb, Yolcu ve Ayışığı
Macar edebiyatının önemli yazarı Antal Szerb (1901-1945), Yolcu ve Ayışığı isimli romanında, evlilik kurumunu sorgularken toplum tarafından düşürüldüğü varoluşsal krizden çıkmanın yollarını arar. Sadakat, fedakârlık, kişilerin tercihleri arasındaki bocalayışı, geçmişte saplanıp kalmış insanın dramını, ölüm, cinsellik ve özgürlük gibi konuları ele alır. Yazar, Nazi kamplarında hayata veda etmiştir.
Venedik Bienali, 27 Kasım 2022 ‘ye kadar ziyaret edilebilir.
@zsofiakeresztes
@liszt_enstitusu_istanbul
#venedikbienali
#venedikbienali2022
#mozaik