İstanbul Bienali için hazırlanan özel kaydırağın hikayesini yazarken, sanatçı Chetwynd’in “Medusa” dan esinlendiğini öğrenmiştik. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin anıtsal merdivenlerinde de ziyaretçileri “Medusa Başlı Madalyon” karşılar.
Medusa Başlı Madalyon’un Hikayesi nedir?
Medusa seyirciye tam karşıdan bakmak yerine başını hafifçe sola çevirmiştir, gözleri de aynı istikameti takip eder. Dolgun yanakları ve çocuksu yüzü ile hiç de tehditkar gözükmez. Kalın kaşları ve yüzünü çevreleyen saçları dikkat çekicidir. Medusa’nın saçları normalde yılanlarla dolu olur ancak burada yılanların kuyrukları çene altında düğümlenmiş, yılanların başları ise alnın üstünden çıkmıştır.
Gösterişli ve bugüne kadar korunarak gelmeyi başaran bu eser, beyaz mermerden ve 102 cm çapında yapılmıştır. Uzun yıllar Çinili Köşk’te yığılmış eserlerin arasında kalır. Bugünkü anıtsal merdivendeki yerine 1903 yılında yerleştirilir.
İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde neler var? Neden bakımda?
Müze, paleolitik, neolitik, kalkolitik, erken, orta ve geç bronz dönemi, Helen, Roma ve Bizans dönemine ait nadide eserleri barındırıyor. Osmanlı imparatorluğunun geniş topraklarından getirilen, çeşitli kültürlere ait bir milyona yakın eser bulunmaktadır. Türkiye’nin ilk müzesi olan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Osman Hamdi Bey tarafından 1891 yılında hizmete açılır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri kompleksi içerisinde en eski yapı (Miladi 1472) Çinili Köşk’tür. Şu anda Türk çini ve seramik örneklerinin sergilenir. İstanbul Arkeoloji Müzesi, depreme karşı güçlendirme çalışmaları nedeniyle çok kısıtlı bir bölümde ziyaretçilerini ağırlıyor. Bugünlerde müzeye giderseniz özellikle lahitlerin yer aldığı kısmı ziyaret edebilirsiniz.
İstanbul Arkeoloji Müzesi nerede?
Müze, tarihi yarımadada, Gülhane Parkı ile Topkapı Sarayı arasında bulunur.