Hepimiz bir resime farklı gözlerle bakarız, bazıları resmin konusu ile ilgilenir, kimini renklerin canlılığı cezbeder, bazılarımız sanatçının o anda ne hissettiğini merak ederiz. Ama sonuçta bir eseri beğeniriz ya da beğenmeyiz. Dışarıdan bakıldığında bunun bir mantığı olmamakla beraber esere bakanın mutlaka içinde bir değişim olmuştur. Sanat galerilerinin de yeni sanatçıları ve eserlerini seçme süreçleri de bundan farklı değildir. Birkaç ünlü Amerikalı sanat galerisine bu soru yöneltildiğinde nerede ise hepsinin cevabı aynı olmuş. Vail Uluslararası Galeri sahibi Marc LeVarn “Sanatçılarımızı seçmemizde özel bir formülümüz yok. Güzel bir kitap okuduğunuzda nasıl kitabın enerjisini anında alırsınız, bu da öyle bir şey. Eserin kalitesi kendini belli eder. Güzel bir resim gördüğümde yakama yapışır, ben buradayım der size. Bence amatör sanatçıyı profesyonelden ayıran en önemli etken de budur.” Knox Galerisi sahibi Mark Kihle “Değişik tarzları olan sanatçılar arıyoruz, her tarza açığız. İzleyenlerin etkilenmesini isteriz, esere 10 saniye bakıp bir sonraki esere geçmesini değil. Yaşam tarzları eserlerine yansıyan sanatçıları özellikle tercih ediyoruz. Örneğin çiftlikte yaşamış bir ressamın çiftlik hayatını resmetmesi çok etkileyicidir.”
229
Önceki gönderi