Sanat dünyasında, çok sık olmasa da, eksik sergilerin veya kaybolan tuvallerin küratörlerin başını ağrıttığı, sanatseverleri üzdüğü olmuştur. Çarşamba günü ise New York Metropolitan Sanat Müzesi’nde bu tip bir sanatsal boşluk mucizevi bir şekilde dolduruldu. Müze şu anda, “dinamik kübizm” adını verdiği bir üslupla tanınan ikonik modernist ressam “Jacob Lawrence: The American Struggle” sergisini sunuyor.
Sanatçının ülkenin kuruluş tarihini anlatan 30 resimlik serisinden beş eser kaybolmuştu. Geçtiğimiz günlerde, serideki resimlerden birinin Yukarı Batı Yakası’ndaki bir apartman dairesinde asılı bulunmasıyla bu sayı dörde düştü. Yakın zamanda Jacob Lawrence sergisini gezen bir ziyaretçi resimlerdeki boşluğu not etti. Sanatçının tarzını anladı ve bir şeyin farkına vardı: Eksik resimlerden biri komşusunun dairesinde asılı olabilir miydi? Burada başlayan hikayenin sonunda, isimleri gizlenen komşular, bu eseri 1960 yılında Noel yardım sanat müzayedesinde satın aldıklarını ve on yıllarca sakladıklarını açıkladılar. Özellikle, tablo Lawrence’ın “Mücadele: Amerikan Halkının Tarihinden” serisine ait ve Devrimci Savaş askerleri ile çiftçiler arasında mavi, yeşil ve kahverenginin keskin tonlarında oluşturulmuş gergin bir açmazlığı tasvir ediyor. Lawrence sergisinin eş küratörü Randall Griffey, New York Times’a yaptığı açıklamada, Yukarı Batı Yakası resminin varlığını ancak geçen hafta uzun bir e-postaya eklendikten sonra öğrendiğini söyledi. Griffey yaptığı açıklamada, “Kayıp tablonun, Lawrence’ın hayatının çoğunu geçirdiği ve son halka açık serginin yapıldığı New York’ta şekilde ortaya çıkması umudumuzdu” dedi. Sanat dünyasının covid19 nedeniyle zor günler geçirdiği bir dönemde, bu keşif giderek daha nadir görülen bir iyi haber örneği sunuyor.
Jacob Armstead Lawrence kimdir?
Jacob Armstead Lawrence (1917-2000), Afrikalı-Amerikalı tarihi konuları ve çağdaş yaşamı canlandırmasıyla tanınan Amerikalı bir ressamdı. Lawrence tarzından “dinamik kübizm” olarak bahseder. En bilinen eseri, “Göç Serisi” bir milyondan fazla Afrikalı Amerikalı’nın sosyal, ekonomik, politik ve sosyal hayatı sonsuza dek değiştiren bir dönem olan büyük göçünün hikayesini anlatır. Seri, otuz tanesi MoMA (New York Modern Sanat Müzesi) müzesinde bulunan toplam altmış eserden oluşur.