Süsler ve özellikle balonlar, doğum günleri ve hediyeler gibi hayattaki en mutlu olaylarla ilişkilendirilir. İspanyol sanatçı Mónica Ajenjo, bu neşeli anları hipergerçek resimlerine ilham kaynağı olarak kullanıyor. İlk bakışta, bu resimlerin aslında iki boyutlu mu yoksa gerçek mi olduğunu söylemek zor. Bunun nedeni, Ajenjo’nun geleneksel kare veya dikdörtgen tuvalleri kullanmaması ve bunun yerine büyük ahşap levhalardan özel formları kesmesi. Sanatçı daha sonra titiz boyama, ışık ve gölge oluşturma katmanları aracılığıyla riskli şekilleri hipergerçekçi temsillere dönüştürüyor. Sonuç olarak, güzel işleri duvarda veya yerde sergilenirken heykellerle karıştırılabiliyor. @monicajenjo
Hiper Gerçeklik Nedir?
İlk defa Fransız sosyolog Jean Baudrillard (1929-2007) tarafından kullanılan bir kavramdır. Buna göre mutlak gerçeklik yoktur sadece imgeler vardır. Gerçekliği saf yani çıplak olarak göremeyiz. Oluşturulan hayal dünyası, gerçekliğinin önüne geçer ve bir tür tabu ile kendini tek gerçeklik olarak inandırır. İşte bu durum hipergerçeklik olarak ifade ediliyor.
Sanal sosyal ortamların yaygınlaşmasıyla birlikte gerçeklik bilimle değil imgeler, semboller üzerinden temsil edilmektedir. Şu anda bulunduğunuz instagram hesabı da hipergerçek kabul edilebiliyor. Instagram’da herkes istediği dünyayı dışarıya gösteriyor ve bu dünyada gerçekliğin yerini alan imgeler, imge olmaktan çıkıp, gerçekliğin kendisi oluyor.