Hafta sonu Kayseri’ye, iki sevenin birleşmesine şahit olmaya gittik…Ama orada zaten büyük bir şahit vardı…
Erciyes’de 2 iken 1 olmak…
Kayseri’ye yaklaştığınızı o heybetli Erciyes’i gördüğünüzde anlarsınız… Sizi o karşılar…O’nu görmek demek, Kayseri’ye varmak demektir. O’nu görmek demek, Kayseri’de görmek istediğinizi görmek demektir. O dağ hep oradaydı. Bir zamanlar etrafında yalnızlık. Zamanla köyler kuruldu eteklerine, kasabalar…Kasabalar şehir oldu, şehir de Kayseri…Erciyes orada yaşayanların gururu, şahidi, simgesi oldu… Kayseri; Erciyes oldu.
2 isim 1 olmuştu….
Bu iki ay parçası, yarım ay, düğünde yerlerini aldıklarında, iyi ki de dolunay olmuşlar dedirtti.
O gece sevenlerin şahidi “AY” yoktu gökyüzünde. Şahitliğini Erciyes’e bırakmıştı bile bile…Dolunay onlar olmuşlardı…2 parça 1 olmuştu…
Yakışıklı delikanlı, güzel kızı burada tanıdı. Yaşadıklarını en baştan beri bizden daha çok Erciyes bildi. Gözlerini, nefesini paylaştı onlarla… Ve sonunda eteklerinde, bu iki seven birleşti hayat sözleşmesi ile… 2 nefes 1 oldu…
Her kim ki Erciyes’i görürse bu büyük sevgi akla gelsin! Asla içinden dileğini eksik etmesin:
“Bu beraberlik Erciyes gibi sonsuz ve Erciyes gibi ihtişamlı olsun”. Anladım ki…Erciyes olmadan Kayseri, Esra olmadan Mehmet olmaz…
(01.07.2003)