“Oyuncu” filmini seyrederken, yapımcıların bu dönemde sözleşmiş gibi gelecekteki insanı anlatan konuları işledigini düşündüm. Oyun, geçen hafta vizyona giren “Suretler” e benzer bir konuyu biraz farklı bir yaklaşımla yorumlamış.
Gelecekteyiz. Kumanda kullanılmıyor, bunun yerine parmaklar hareket ettiriliyor ve sözcüklerle komut veriliyor. Cinsellik isteyen birisi, en güzel bedeni seçiyor ve gerçek bir insanı komut edebiliyor. Öldürmek isteyen birisi kendisine gerçek bir asker seçiyor ve istediğini yaptırabiliyor. Film, bu düzene karşı çıkmak isteyen Oyuncu nun var olma savaşını anlatıyor. Sürekleyici bir film ama finalinin daha ilgi çekici ve kaliteli olmasını beklerdim. süre; 100 dk.
Geçen haftaki Suretler filminde, insanlar kendi vücutlarını güvenli evlerinde bırakıyor ve suretleriyle sokaklarda geziyordu. Sonuç; eve kapanmış ve sahte ilişkiler içindeki insan toplulugu. Bu filmde ise, insanlar, vücüdunu kiralamak zorunda kalan insanların beynine hükmederek, kendilerini tatmin etmeye çalışıyorlar. Sonuç; herşeyi yaptırabileceğine inanan insanların ahlaki bozukluğu ve yalnızlıgı seçerek sadece kendilerini düşünmeleri.
Geleceği konu olarak ele alan bu iki filminde ortak noktası, insanın diğer insanlarla ilişkilerini kısıtlaması ve kimseye güvenmemesi gibi görünüyor. Bunun neticesinde, insanlar yalnızca teknoloji vasıtasıyla iletişime giriyor.
Bugun evlerimizdeki televizyonun dahi, bazen arkadaşlarımızla bazen akrabalarımızla yaptıgımız görüşmelerde engelleyici bir unsur oldugunu hissedebiliyorum. Toplanan insanlar konusmak, sohbet etmek yerine televizyondaki bir diziyi veya spor programını izlemeyi tercih edebiliyor, en azından göz ucuyla orayı takip ediyorlar. Gelecekteki teknolojik gelişmelerin insanlar arasındaki ilişkileri nereye götüreceğini hep birlikte göreceğiz.