1920 lerde kendiliğinden başlayan ve 1923 Lozan anlaşmasıyla yazılı hale gelerek bir zorunluluk olan büyük mübadele (değiş-tokuş), Istanbul dışında Anadolu’da yaşayan tüm Rumların Yunanistan’a, Batı Trakya (Mesta-Karasu (bugünkü Nestos) nehrini ile Meriç nehrinin arası) dışında Yunanistan’da yaşan tüm Müslümanların Türkiye’ ye zorunlu göçüydü. Milyonlarca insan doğdukları, doydukları yerleri, arkadaşlarını ve malını mülkünü bırakıp başka diyarlara gitmek zorunda kaldılar.
Girit’de yaşayan müslümanlar Türkçe bilmiyorlardı. Mübadele neticesinde Ayvalık’a yerleştirildiler. Türkçe bile bilmediklerinden “yarım gavur” diye çağrılan bu insanlar çok sıkıntılar yaşadılar. Ev ve kişi başına 20 ağaç zeytin verildi. Ancak bu geçimleri için yeterli olmadı ve başta İzmir olmak üzere birçok şehire göç ettiler. Giritli müslümanlar geniş mutfak kültürlerini de beraberinde getirdiler. Yabani otlarla yaptıkları salata, börek içleri, yemekler ve ayrıca salyangoz tutkuları ve lezzetli çullamaları meşhurdu.(1)
Kapadokya bölgesinde yaşayan Rumlar (2) sadece Türkçe biliyorlar, Rumca bilmiyorlardı. Bizim Kayseri ağzı dediğimiz konusma tarzlarına ve Grek alfabesi kullanılarak yazdıkları Türkçe yazılara “Karamanlıca” adı verildi. Karamanlılar tek kelime yunanca bilmemelerinden dolayı 1924`den sonra hepsine okullarda yunanca öğretildi. Karaman Turkleri Yunanistan’in kuzeyinde yasarlar, Turkiye ve Turkler’e karsit hisleri olmamakla birlikte artik kendilerini Turk de hissetmezler. Yıllar ve kuşaklar boyunca diğer Yunanlilarla ortak evlilikler araciligiyla karışmışlardır.(3)
Türkiye’de yaşayan Rumlar, Yunanistan’a yolculuklarında birçok sıkıntılar yaşadılar. Gidecekleri şehire vardıklarında da pek mutlu karşılanmadılar. “Turkosporos” (Türk tohumu) bu mübadeillere takılan isimlerden biriydi. Toplam nüfusun 3,5-4 milyon oldugu Yunanistan’dan 500.000 müslüman ayrılmış ama 1,5 milyon Anadolu’lu fakirlik, yer azlığı ve birçok problem ile birlikte gelmiştir. Anadolu’dan gelirken elbette mutfak kültürlerini yanında getirdiler ama hiç kusku yokki Yunan müzik tarihini etkileyecek “Rembetiko” getirdiklerinin içinde en fazla iz bırakandı.
Göç, hapishane, esrar ve aşk konularının işlendiği, bağlama ve sonraları buzikinin çalınıp söylendiği şarkılardır Rembetiko. Sophia Karivalis (Sofia Karivali), 1930 ların en önemli rembetiko sanatçılarından biridir. 1920’lerde Izmir’den ailesiyle göç etmiştir. Yorgos Dalaras tarafından hazırlanmış 1988 tarihli bir belgeselde (4) Sofia Karivali’nin anlattıkları;
“Göç ettiğimizde birçok sorun yaşadık. Bize Prosfiges (göçmen) değil ProsfiNges (eşek arısı) diye seslendiler. Yetenek ve güzelliğimizden dolayı, yerli kadınlar bize kötü sözler söylediler, içlerine almadılar. Ama biz Anadolu’daki gibi yaşamaya ve eğlenmeye devam ettik. Türk stiliyle ve Türkçe şarkılar söyledik”
Sofia Karivali’nin sesinden “Me Planepses Bohemissa” ;
sofia karivali_sophia Karivalis_ Me Planepses Bohemissa_Rembetiko_ mübadele_Yunanistan Turkiye göç
Yorgos Dalaras’ın hazırladığı bu belgesel ile birlikte 1983 yapımı, “Rembetiko” isimli Costas Ferris filmi de izlenmeli. Filmde “Ödemiş Kavakları” parçasını Türkçe seslendiren Manisalı etkileyiciydi. Bu arada Yorgos Dalaras 26 Haziran cumartesi, Cemil Topuzlu Açık hava Sahnesinde konser verecek. Biletler, Biletix den alınabilir.
Bu zorunlu göç neticesinde aslında Selanik’de kurulmuş olan bugünkü Şişli Terakki Lisesi ve Işık Okulları (Fevziye mektebi) Istanbul’a taşınmış ve eğitim faaliyetlerine devam etmiştir.(5)
Türkiye’ye gelen müslümanların önemli bir kısmı tütüncüydü. Özellikle Kavala en yüksek tütün ihracatının yapıldığı bölgelerdi. Türkiye’deki Rumlar yeterince yer boşalttıgından, gelenler için yer konusu birşekilde halledilmiştir ancak tarım dışında zanaat sahibi ve tüccar insanların önemli bir kısmının göçmesi, Türkiye ekonomisine agır bir darbe vurmuştur.
Tarihte eşine az rastlanabilecek bir mübadele örneği yaşamış Türkiye ve Yunanistan ortak tarihi ve özellikle mübadele dönemiyle ilgili yazılacak birçok şey oldugunu söylemeliyim. Ne yazık ki edebiyatımızda veya akademik eserlerimizde bu döneme ait yeterince çalışma yapıldıgını söyleyemeceğim. Bu tür yayınların artması, iki komşu ülke ilişkilerini olumlu etkileyecektir. Isın özeti galiba burda; türkçe “keyif”, yunanca “kefi”; türkçe “dert”, yunanca “deri”…
(1) Toplumsal Tarih Dergisi, 162, Haziran 2007
(2) Kayseri ili, Develi ilçesine bağlı Zile Köyü: http://www.zilemiz.com/rumlar.htm
(3) Karamanlılar hakkında bkz: Güngör, H.-; Türk Bodun Bilimi Araştırmaları, Kayseri 1998, s. 225-237. Eserde Karamanlılara ait kitabe ve mektuplara da örnekler verilmektedir. Aygil, Y.-; Hıristiyan Türklerin Kısa Tarihi, İstanbul 1995, s. 62-68., Ekincikli, M.-; Türk Ortodoksları, Ankara 1998, s. 137-144.
(4) Music of the Outsiders, Rembetiko; 1988; Compass Film Production;Yorgos Dalaras
(5) Toplumsal Tarih,190,Ekim 2010