Her yıl Kasım ayında başlayan zeytin toplama süreci, Ocak ayı içinde tamamlanır. Edremit körfezine yolunuz düşerse, Ivrindi ve Havran’dan başlayarak tüm körfezde devam eden bu sürece şahitlik edebilirsiniz.
Yerdeki zeytinlerin tek tek toplanması yorucu ve yıpratıcıdır. Toplayan herkesin parmakları yaralarla dolar. Taşlar elleri yer, soğuk hava sızlatır. Belkide bu bereketli meyvenin manevi etkisiyle, herkes yerde bir tane bile zeytin bırakmamaya çalışır. Işveren, zeytin toplayanların enerjisini koruması için helva-ekmek getirir. Daldaki zeytinlerin toplama süreci ise sürekli tartışılmaktadır. Sopalarla daldaki zeytinlerin düşürülmesinin dallara zarar verdiği, titreşim ile yapılan toplamanın ise agacın gövdesine zarar verdiği söylenir. Yolda dikkatime çeken, çoğunlugun sopalarla ama itinalı olarak zeytinleri toplamaya çalışıyor olmasıydı.
Zeytin agacının ne kadar bereketli ve faydalı oldugunu duymuş olabilirsiniz. Örneğin, 2008 yılında tamamıyle yanıp kül olan yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğündeki zeytin agaclarının bulundugu alan, bugun yemyeşil ve zeytin ağaclarının önümüzdeki sene tekrar meyve vermesini bekliyoruz. Bir zeytin agacının ömrü tam 2000 yıldır (şeftali agacının ömrü 30-40 yıl, elma agacının ömrü 40-50 yıl, kiraz ağacının ömrü 60-70 yıl). Meyve (Zeytin) verme oranı genellikle “bir sene az, bir sene çok” şeklinde gider.
Zeytinyağının kaliteli olanı (daldaki zeytinlerin sıkılmasıyla elde edilen) yemeklerde kullanılırken, kalitesiz olanı ise (kuru dip,yere düşmüş zeytinlerin sıkılmasıyla elde edilen) sabun yapımında kullanılıyor. (Geçmişte kalitesiz yag, gaz lambalarında ve birçok müzede rastladıgınızı düşündüğüm kandillerde kullanılıyordu) Zeytin dalının barışın sembolu oldugunu da biliyoruz.
Zeytin birçok özellikleriyle tüm dinlerde kutsal kabul edilmiştir. Istanbul’daki Süleymaniye Caminin ana kubbesinde Nur suresi (35) yazılı bulunmaktadır. Bu surede, zeytinyagının önemine vurgu yapılmıştır. Tüm bunlar bana, daha önce duydugum, ölülerin zeytin agacının gövdesine gömülme fikrinin çok da mantıksız olmadıgını hatırlatır.
Zeytinliklerin kesilip yazlık site ve devre mülk olarak değerlendirilmesi ise çok üzücü. Resimde, bu konuda bir örnek bulabilirsiniz. Denize çok uzak olan ve zeytinlerle dolu bir yamaçtan zeytinlikler kaldırılmış. Yerine yapılan yazlık site sanki tepeden indirilmiş gibi duruyor.