Pera Müzesinde, 24 Ocak 2010 a kadar sergilenecek olan Chagall sergisi, küçük büyük herkes tarafından sıkılmadan gezilebilir. Sergiyi gezerken Chagall ile birlikte, onun kadar yetenekli eşi Bella’nın yaptıklarını da çok ilgi çekici bulacağınızı düşünüyorum. Sergi sonrası kafamda kalan en önemli soru ise hakikatten Chagall’ın daha önce Istanbul Büyükada da kalıp kalmadıgı konusu oldu. Tüm Ingilizce ve rusca kaynakları incelememe ragmen böyle bir bilgiye ulaşamadım.
Chagall, bugün Beyaz Rusya’da bulunan Vitebsk şehrinde doğmuş (1887). Şehir, 1941 yılında Nazi ordusu tarafından yakılmış ve dümdüz edilmiş. 160.000 olan nüfusun neredeyse tamamı yok olmuş. Bugunkü Vitebsk çok düzenli, geniş yolları ve büyük parklarıyla huzur veren bir şehir. Vitebsk’e, başkent Minsk’den yaklaşık 2,5 saatte (yol otoban)varabiliyorsunuz. Chagall, bu şehri o kadar çok sevmiş ki, birçok eserinde dogdugu yerlerden esintiler bulacaksınız.
Chagall’ın yaşadığı dönemde, Vitebsk nüfusunun yarısından fazlası Chagall ailesi gibi Yahudi asıllıydı. Sergide, yahudilige ait birçok temayı (şabat, seder, suka kulubesi vb.) bulabilirsiniz.
“Vitebsk üstünde” isimli bu eserini 1914 yılında tamamlamış. Fransa’dan Rusya ya döndüğünde yaptıgı bir çalışma. Arkada Vitebsk Ilkiç kilisesi, sol alt köşede sevgililer ve resmin ana figürü havada ucan yaslı adam. Bu yaslı adamın gezgin yahudi veya bir dilenci oldugu tahmin ediliyor. 1914 yılında Yahudilere vatanlarından uzaklaşmaları için yapılan baskıları vurgulamaya çalıştıgı düşünülüyor. Bu eser, 2001 yılında New York daki müzeden çalınmış ve 1 yıl sonra Kansas’da bulunmuştur(yaklaşık değeri 1 milyon dolar). Bu arada Chagall’ın eserlerinde, havada ucan insan figürleri temasını sıklıkla kullandıgını belirtmek gerekiyor.
Chagall, bu dönemde Fransa da karşılaştıgı modern sanatın (gerçeküstücülük vb.) kendisini etkilemesine izin vermedi. Köy sahnelerini, köylü tiplerini ve yaşadıklarını basit çizgileriyle anlatmaya çalıştı.
Chagall, eşi Bella’nın çocukluk anılarını, Yahudi şenlik ve bayramlarıyla birlikte anlattığı “Yanan Işıklar” isimli eseri için çizimler yapmıştır. Bella’nın diğer kitabı “Ilk Karşılaşma” ise Bella ve Chagall’ın ilk karşılaşmalarını ve doğan aşklarını anlatır.
“Dogum Günü” isimli bu eser (1915), Bella’nın kitabında yer alan özel dogum gününü anlatmaktadır. Chagall, eşinin yazdıklarını okumuş ve bu anı resmetmeye çalışmıştır; mutluluktan havada uçuyorlar.
Hem güzel bir sergi gezmek hem de çok yaratıcı bir insanın hayatıyla birlikte 20.yüzyıl tarihine farklı bir açıdan şahitlik etmek isteyeceklere bu sergiyi tavsiye ediyorum.