Ressam Ilya Repin ’in 175. doğumgünü sergisi St. Petersburg Rus Devlet Müzesi’nde.
2019 yılı, 19. yüzyıl resim sanatının en önemli isimlerinden Ilya Repin’in 175. doğum günü. St. Petersburg Rus Devlet Müzesi’nde açılan sergi ile bu özel yıl kutlanıyor. 03 Ekim’de açılan ve 09 Mart 2020’ye kadar gezilebilecek sergide ressamın birçok müze ve özel koleksiyonerden gelen 250 kadar eseri sergileniyor.
İlya Repin kimdir?
İlya Yefimovich Repin (1844-1930) bugünkü Ukrayna’nın Harkov yakınlarındaki Chuhuiv kasabasında dünyaya gelir. Repin ve ailesi, kırsal bir bölgede mütevazı evlerinde yoksulluk içinde yaşarlar. Okumayı seven, dindar anne Tatiana Stepanovna, asker baba sıklıkla evden uzakta olduğu için çocukların eğitimi konusunda çok etkindi. Repin 10 yaşına gelince askeri topografya okuluna kaydolur, ancak okul kapanır. Repin, İvan Bunakov adlı yerel bir ressamın yanında çıraklık yapar, 1863’te İmparatorluk Sanatları Akademisi’ne girmek için Saint Petersburg’a gider. Akademi’deyken ressam Pavel Chistyakov’un figürlerinin psikolojisini yansıttığı eserlerinden çok etkilenir ve kendi tablolarında nasıl psikolojik bir etki yaratacağına odaklanmaya başlar. Mayıs 1865’te Akademi’nin Küçük Gümüş Madalya Ödülü’nü kazanır. Bu ödül, ona tam vatandaşlık kazandırır ve doğumdan miras aldığı kalıtsal vergi ve askeri yükümlülüklerinden kurtarır. Gerçekçi ve acı dolu resimleriyle tanınır.
Rus resim sanatına gerçekçilik akımının girmesinin baş mimarı olan sanatçının birçok ünlü eseri bulunmaktadır. Sanatını anlatan kendi sözleri; ” Benim işim dolaylı anlatım olamaz. Gözü okşayan halılar boyamak, danteller örmek, modayı izlemek yani Tanrı’nın armağanını tersyüz etmek; Zeitgeist’e zamanın ruhuna boyun eğmek bana uymaz. Ben 60’ların insanıyım. Benim için Gogol’un, Belinski’nin, Turgenyev’in, Tolystoy’un idealleri hala yaşıyor. Mütevazi çabam, var gücümle düşüncelerimi gerçeğe yaklaştırmaktır: çevremdeki yaşam beni olağanüstü etkiliyor, huzursuz kılıyor, adeta kendiliğinden tuvale akıyor. Gerçeklik öylesine acımasız ki başka şeylere zaman ayırmaya vicdanım elvermez.”
İlya Repin ve “Korkunç İvan Oğlunu Öldürüyor”
llya Repin’in en meşhur tablolarından biri “Korkunç İvan Oğlunu Öldürüyor” adlı eseridir. Son Moskova Knezi ve ilk Rus Çarı IV. İvan, ya da bilinen adıyla Korkunç Ivan, henüz üç yaşında Moskova Knezliği’nin başına geçer, 1547’de taç giyer. Dehşet ve utanç verici olaylar ile adı anılan İvan, bir yandan gösterişli mimari eserler yaptırırken, diğer yandan sinirlendiği mimarlarının gözlerini kör ettirir. Korkunç İvan, oğlunun hamile eşi Yelena’yı döver, gelini bebeğini kaybeder. Olayın hemen ardından konuşmak isteyen İvan babasının yanına gider, ancak IV. İvan bir öfke krizi sonucu oğlu İvan’ın şakağına asasıyla vurur ve onu öldürür. Resimde, babanın dehşeti, pişmanlığı, ölmekte olan oğlunun sakin yüzü ve gözündeki yaş ifadesi etkileyicidir.
Repin, bu tablosu için eskizler yaparken her gün sabah mezbahaya gider, öldürülen hayvanların gözlerini izler ve çizer. Ortamın kokusunu ve atmosferini de sonuna kadar hissederek, korkunç İvan’ın zavallı oğlunun gözlerindeki dehşeti yakalar.
Tablo, sergide teşhir edildiğinde beğenenlerin yanında, eleştirenler de olur. 1913 yılında, akıl hastası Abram Balaşev (29), Moskova’daki Tretyakov Galerisi’nde sergilenmekte olan bu tabloya saldırır ve zarar verir. Repin yaşadığı Finlandiya’dan Moskova’ya gelip, tabloyu tamir eder, ancak restorasyonu Igor Grabar tamamlar.
İlya Repin ve “Türk Sultanına Mektup Yazan Zaporojya Kazakları”
Sanatçının bir diğer meşhur tablosu Osmanlı İmparatoru Sultan IV. Mehmed’e mektubu yazan Zaporojya Kazakları, veya Türk sultanına mektup yazan Zaporojya Kazakları dır. Boyutları 2.03 m’ye 3.58 m dir. Repin, tabloya 1880’de başlar ve 1891’de tamamlar. Bitirdiğinde, III. Aleksandr tabloyu ondan 35.000 rubleye satın alır. Bu, o devre kadar bir Rus tablosuna ödenen en yüksek fiyattır. Tablo hâlen Saint Petersburg’daki Rus Devlet Müzesi’nde sergilenir.
Sultan IV. Mehmed’in mektubu;
Ben, Muhammed’in oğlu; Güneş ve Ay’ın kardeşi; Tanrı’nın torunu ve veziri; Makedonya, Babil, Kudüs, Yukarı ve Aşağı Mısır’ın hükümdarı; İmparatorların imparatoru; hükümdarların hükümdarı; hiç yenilmemiş harikulade savaşçı; Hz. İsa’nın kabrinin yılmaz bekçisi; Tanrı tarafından seçilmiş mütevellinin ta kendisi; Müslümanların ümidi ve huzuru; Hıristiyanların kahredicisi ve koruyucusu olan; ben, Sultan — size emrediyorum Zaporojya Kazakları, kendi rızanızla ve direnmeden bana teslim olun ve saldırılarınızla beni rahatsız etmekten vazgeçin.
Kazakların cevabı;
“Sen Türk İblisi, lanetli şeytanın kardeşi ve arkadaşı, ve bizzat Lüsifer’in katibi! Ne biçim bir savaşçısın? Şeytan sıçar ve ordun bununla yemlenir. Hıristiyan oğullarından asla kendine tebaa yapamayacaksın; senin ordundan korkmuyoruz, seninle karadan ve denizden savaşacağız. Sen Babilli aşçı yamağı, Makedonyalı tekerlek tamircisi, Kudüslü biracı, İskenderiyeli keçi yüzücüsü, Yukarı ve Aşağı Mısır’ın domuz çobanı, Yılan’ın torunu, bu dünyanın ve öbür dünyanın budalası, Tanrı’nın aptalı, domuzun burnu, dişi atın kıçı, mezbaha iti, vaftizlenmemiş alın, şeytan kıçını haşlasın! Kazaklar işte sana böyle cevap veriyor, iğrenç balgam topağı! Sen gerçek Hıristiyanları yönetmekten acizsin. [Burada mektubumuzu tamamlıyoruz çünkü] tarihi bilmiyoruz ve takvimimiz yok; ay gökte, yıl kitapta, buradaki gün ile oradaki gün aynı; onun için git kıçımızı öp.”
Burada adı geçen Kazaklar, günümüzde “Kazakistan” isimli ülkede yaşayan Kazakları ifade etmez. Bahsedilen, Slav-Hristiyan bir etnik grup olup Rusların güney sınırını koruyan askeri bir toplumdur. Bu grup, Osmanlı topraklarına çeşitli akınlar düzenleyerek sabotaj, yağmalama gibi faaliyetlerde bulunmaktadır. Üstteki mektupların gönderilip, gönderilmediğine dair kesin bir bilgi olmamasına karşın, Rusya’da müzede ve okullarda bu hikaye anlatılır.