Yaşadığımız üzücü ve yıpratıcı süreç nedeniyle 23 Ekim 2011 tarihinden bu güne, Fenerbahçe ile ilgili bir yazı yazmadım, içimden gelmedi. Kim derdi ki bunca sıkıntının ortasında, Fenerbahçe futbol takımı kulüp tarihinin en önemli maçını oynamayı hak edecek. Dün gece yalnız Fenerbahçe yi sevenler değil tüm Türk futbolseverler bu takımla gurur duymuştur.
Trafik her zamankinden fazlaydı, localar tıka basa dolmuştu, bu önemli günde stadyum kapasitesinin limitleri zorlanmıştı. Maç biraz geç saatte başladığı için (22:05) işten çıkıp restaurant ve barlarda iki tek atanların sayısı artmıştı. Öyleki, maçın 45+1 yani ilk yarının uzatmalarında Brezilyalı Cristian Baroni nin kaçırdığı penaltı sonrasında bu daha net ortaya çıktı, üzüntünden bağırıp çağıranlar özellikli alkollu arkadaşlar aşırı tepki verdiler. Oysa ki takım gurur verici futboluyla bu maçı kazanacağını hissettiriyordu.
Umarım Fenerbahçe-Galatasaray maçı gündüz saatlerinde oynanır ve alkollu arkadaşların tepkilerini bu maçta görmeyiz, zira şampiyonluk bu sene Galatasaray a gidiyor gibi ve gerginlik had safhada olacak.
Maçın başında yapılan güzel kareografide “Fly High to Glory” yazıyordu. UEFA kupasının finalinin oynanacağı Amsterdam a doğru giden bir uçak tasvir edilmiş ve “zafere yüksek uçuş” yazılmıştı. Seyirci ve takım inanmış, inşallah Fenerbahçe finale çıkar ve bizi mutlu eder.