“Love Island” (Aşk Adası) nedir?
İngiltere’nin en çok izlenen televizyon programlarından birinin adıdır. Güzel kadınlar, yakışıklı erkekler neredeyse tüm gün mayolarla havuz başında, şezlonglarda, koltuklarda arkadaşlık ederek, en çok kimden hoşlandıklarını anlamaya çalışırlar. Bu programda, Türkiye’de bilinen izdivaç programları, “Biri Bizi Gözetliyor” yarışması ve günümüzün en popüler yarışması “Survivor” dan parçalar bulabilirsiniz. Ancak Türkiye’de olmayan ve belki de İngiltere’de bu kadar popüler olmasını sağlayan temel fark, bir villaya konan 6 çiftin erotizm ve açık seçik konuşmalarla çok rahat tavır içinde olmasıdır.
İngiltere Ulusal Operası‘nın (ENO) patronu Stuart Murphy, yaptığı bir açıklamayla dikkatleri çekti. “Çocuklarım geçen haftaki “Aşk Adası” finali için oturdukları koltuğa adeta yapıştılar. Fark ettim ki İngiliz Ulusal Operası’nda sahnelediğimiz dramalara ne kadar da benziyor; Tutku, şehvet, ihanet, sihir, aşk, arkadaşlık, sersemlik. Opera da bunların hepsi var, hem de dünyanın en güzel müziği ile birlikte sunuluyor. Opera da olmayan tek şey, sahnedekilere “tamam mı devam mı” şeklinde oy verilmesi.”
Murphy , izleyicilerin ilgisini çekmek için çok popüler bir program ile opera arasında ilişkilendirme kuruyor ve ekliyor; “Opera, tüm bu duyguların hem de birbirinden farklı sanat dalları (müzik,tiyatro, dans ve sahneleme ) kullanılarak, aracısız insanlara ulaşmasını sağlar.”
İngiltere Ulusal Operası (ENO) nerede?
Londra’da St Martin’s Lane adresinde yer alan “London Coliseum” binasında yerleşik bir opera şirketidir. Tabi ki Londra’nın en önemli opera merkezi “Royal Opera House” (ROH) dir. ENO da, tüm temsillerini İngilizce olarak yapması ve detaylı sahnemeleriyle başarılı bir opera şirketidir.
“Aşk Adası” severler “opera”ya da gelir mi?
“Aşk Adası” ve “opera” arasındaki temel farklılıkları şu şekilde sayabiliriz; Aşk Adası programına herkes kendisinin de katılabileceğini düşünür, anlamasalar da rahat koltuklarında oturarak konuşulanları yorumlayabilirler. Aynı kişiler operaya katılabileceklerini ya da operayı rahat koltuklarında izleyip yorumlayabileceklerini akıllarının ucundan dahi geçirmezler.
Bugün opera evleri ve sanatçılar, seyredenler için yeni düzenlemeler yapıyorlar. Hiçbir yerde göremeyecekleri duygusal patlamaları aracısız (mikrofon, bant yayın vb. olmadan) ve mükemmel bir müzik ile takip edecekleri rahat ortamlar yaratıyorlar. Bazen eğlenceli bazen etkileyici sahne düzenlemeleriyle ilgi çekmeye çalışıyorlar. “Opera”nın “Aşk Adası”ndan daha fazla izlenebileceğini düşünmek pek gerçekçi olmasa da, insanları en azından yılda bir kez operaya getirebilebilmeyi başarmak, hem sanatçılar hem de seyircilere iyi gelecektir.