Yeni bir yıla giriyoruz. Yeni yılın ilk dakikalarında herkes farklı duygular içinde olacak. Kimileri uykuda, kimileri iş yerinde kimileri ise eğlence yerlerinde. 31.12.2001 gecesi, bundan 9 sene evvel yazdığım yazıyı (ufak düzeltmelerle) aşağıda tekrar bulabilirsiniz. Gönlünüzce bir yıl olması dileğiyle…
4-3-2-1…İçelim!
“Yılbaşı gecesi partisi olacak evimde kesinleşti. Gelirsen sevinirim. Ama bize edebiyatımızın güzelliklerini sergileyeceksin” Bundan daha sıcak ve içten bir davet olamazdı. Yılbaşı hikayelerinin, fıkraların sohbetlerin paylaşıldığı, sazlı sözlü bu davette olamadıysak da, herkesin şahitliğinde, sözlerimiz orada olsun…
Bilgi ve Sevgi paylaştıkça artar…
Yılbaşı üstüne edebiyatımızda pek bişey bulamayız. Ama yılbaşında bizim yaptıklarımız heryerde karşımıza çıkar.
Cuma günü Dolmabahçe camiinde, hoca anlattı anlattı, sözü getirdi bağladı;“Yılbaşının bizim için pek bir anlamı yoktur, sıradan bir gündür.” Aslında doğruydu tüm söyledikleri yalnız bir kelimesi hariç “bizim için”…Galiba bu kutlamayı hiristiyanlıkla karıştırıyordu ama mümkün değil! Çünkü biliyordu Noel’in;İsa’nın doğumunun 25 Aralık olduğunu! Yani,aynı takvimi kullananlar için sadece yeni bir yıla giriyorduk, dini bir anlamı yok! Kimbilir onu dinleyen cemaat şimdi nerde, hatta hoca efendi?
Sadece onlar değil bizde kendimize göre bir BAHANE olarak kabul edebilirdik bugünü!
Bazı insanlar için bugün din düşmanlarına yüklenmenin BAHANEsiydi… Bazıları için yeni bir başlangıcın BAHANEsi… Kimileri için 2 günlük tatil BAHANEsi… Kimilerine göre ise 2 gün sonraki finallere çalışma BAHANEsi… Bu liste uzar gider…
Bizim için ise zaten diğer günler yaptığımız işin, senede bir gün gelen sürpriz BAHANEsi sadece…
“Bugün Yılbaşı…İçmek lazım” Öyleyse sayalım, hep birlikte: 4-3-2-1…İçelim!
11. yüzyılda Hayyam, 20. yüzyılda ise Neyzen Tevfik vardı…
Hayyam şarap içti onu anlattı, Neyzen ise cüzdanında
Mirkelamoğlu’nun Rakınamesi’ni saklayarak yaşadı:
İçmesini bilene zevku sefadır rakı
İçmeyi bilmeyene cevr-ü cefadır rakı
Bir münasip miktarı, MUHABBET anahtarı
Kaçırırsan ayarı, cana ezadır rakı
Ne dert kaldı, ne keder, içeni mesut eder
İçebilirsen eğer, ruha ciladır rakı…
Necip MİRKELAMOĞLU
“Rakı konusunda kitaplar dolusu yazı okusan bu kadar bilgi ve zevk alamazsın” diyen Neyzen Tevfik, Mevlana dünyasının bir zerresiydi. Mevlevihanelerde yetişti. Baskıyı yobazlığı eşitsizliği kınadı, kadın haklarını savundu şiirlerinde. Tanrı ile senli benli konuşan, aklına geleni söylemekten çekinmeyen, küfürbaz bir halk adamı:
Kendisine laf söyleyenlere :
Güççedir bu fakiri aldatmak
Yüzdürüp sonra kündeden atmak
Gözünü aç da sen de bana bak
Ben senin itibarını …yim
deyiverir…
Zam zam üstüne gelince:
Vergi miktarı ol mertebe arttırılmalı ki
Sahibi servet olanlar da züğürt kalmalı
Yalnız fahişeler vergisi haksızlık olur
Evlilerden de …tikçe rüsum alınmalı
deyiverdi.
Daha neler neler yazılabilir onun hakkında ama içkiye olan hürmeti farklıdır:
“Delikanlılık dönemine girince baktım herkes rakı içiyor. Ben de merak ettim. Bir fenalığını görmedim. Zamanla ona karşı bir hürmet duymaya başladım. Ben midemi rakı doldurarak sarhoş olmayı sevmem. Gözüm doymalı, gözüm sarhoş olmalı benim”
Gözüm doymalı, gözüm sarhoş olmalı!!! Öyleyse gidelim 11.yüzyıla Hayyam’ı dinleyelim:
İçmeye bak. Çünkü toprak altında uyuyacaksın çok.
Arkadaş yok, eş yok,dost yok, hemdem yok. Söyleme sakın bu gizli sırrı kimseye!
Solduktan sonra açacak gül yok!
Şarap yaşam üzüntüsünü unutmak için vardır. İçelim, mutlu olalım. Kadın, gelip geçici bir maşuk.
Çalıp söyleyelim! Yaşam denilen bir andır. İçmeye bak.
Peşinde gam olan şu ömür;iyisi mi geçsin uykuyla ya da sarhoşlukla
Hayyam’ın eserlerinde tıpkı Neyzen’de olduğu gibi dinsizlik örnekleri görülür! Ama aslında onlar din meselesine gerçekten hakim olan insanlardır. Müslümanlığa iyi bilenler, kendi yollarını çizebilmişler,
bu yazılanlardan rahatsızlık duymayacaklardır.
Ömer Hayyam, matematikçi, filozof ve şairdir. Sanatçı ve bilim adamı. Neyzen Tevfik, ney ustası, şair. Sanatçı.
Cevap verilecek o kadar çok soru vardı ki! Madem hepsine cevap yoktu; Yapılacak şey basitti: Mutlu olalım! Mutluluğun sembolü birisi için şarap, diğeri için rakıydı!
BAHANEmiz güzel bu gece; bu yılbaşı onlara içelim! Sayalım 4-3-2-1…İçelim! II YILLAR…
(31,12,2001)